---

deneme

Winfield aniden gelen terfi teklifine hiç şaşırmadı, sadece çok sevindi. Arkeologlukta çok iyi olduğu onu bir seviye atlatmaya karar vermişler ve ajan yapmışlardı. Winfield ikisinin arasındaki bağlantıyı sorgulamakla vakit kaybetmeden yeni mesleğine adapte olabilmek için hemen googlea “how to be a secret agent” yazdı ve gizli ajanlık hakkında derin bilgi sahibi olduktan sonra ertesi gün kalkıp mesleğini icra etmeye gitti. Ajanlıkta daha çok para kazanacağını düşünüyordu ve işin içinde kazanmanın olduğu her yerde Winfield’ı görebilirdiniz. Kazanmaya o kadar alışıktı ki geceleri bir kazanın içinde uyurdu. Bu yüzden beli biraz yamulmuştu.

Ertesi gün işinin ilk gününe giderken güzel görünmek ve ne kadar havalı ve kazanan biri olduğunu hissettirmek için göz bandını taktı. Evden çıkmadan önce son bir kez aynaya baktı ve peruğunu çıkarmayı unuttuğunu fark ederek dehşete düştü. Hemen peruğunu çıkarmak için hamle yaptı fakat dün gece yatmadan önce keli üşüyünce sinirle ve sihirle onu kafasına çıkmayan sihirle yapıştırdığını hatırladı.

Winfield kazanmaya alışıktı, ancak bu kez imajını kaybedecekti. Olamaz! Kazanmayı kabul edemeyip bunu yeni imajı haline getirmeye karar verdi. Böylece yeni bir imaj kazanmış olacaktı! Peruğunu kabarttı ve göz bandını çıkardı. Ağlayarak işyerine cisimlendi.
Sihir ofisine geldiğinde bakanın amı yanıyordu. Winfield bir arkeolog ajandı ve böyle durumlarla baş etmesini iyi bilirdi. Rec.et’e “Bir saniye şurada bekler misin, Rec.et?” dedi ve Mnyandu’nun yanan amını söndürmek için onu sikmeye başladı. Mnyandu’nun amı çok sıcaktı bu yüzden Winfield zevke gelip erken boşaldı ama Mnyandu’nun amı erken söndüğü için muhtemelen bu iyi bir şeydi.
Rahatlamış olarak Rec.et’e döndü ve pantolonunu yukarı çekti. “Ee? Sende ne var ne yok Rec.et?”

Mnyandunun amının tadı ağzında kalan Winfield, ona aşık olmaya başladığını hissetti. Bu yüzden ona seksi ve bilgili görünmek için hemen İtalya’yla ilgili bildiği tek şeyi söyledi. Bu bilgiyi ülkesini övdüğünü sanarak söyleyen Valentine Marquesa’dan öğrenmişti. Neyse ki Mnyandu etkilenmiş göründü ve nedense Suriye’ye gittiler. Winfield pek odaklanmıyordu etraftaki savaşa, Mnyandu’nun şu an yanmayan amına bakıyordu. Bu arada birileri falan ölüyordu işte. Mnyandu Erduvar’ı sinirlendirince tam Erduvar’a diklenecekti ki Mnyandu’nun melek gibi amını, ay pardon, sesini duydu. Mnyandu bir gün kelle olmak istediğini söylemişti!
Winfield Mnyandu’nun ellerinden tuttu ve gözlerinin içine baktı. “Biliyorum anlamamışsındır ama sana karşı dürüst olacağım Mösyö Mnyandu. Ben aslında kelim. Bu da bir peruk. Bir kelle olmak istiyorsan benimle olabilirsin.” dedi ve Mnyandu’yu tekrar sikmeye başladı. Savaş çığlıklarının arasına karışan Mnyandu’nun zevkle attığı çığlıklar hiç dikkat çekmiyordu. Bu sırada Erduvar da bir eri duvara çarpmaktaydı.
İşi bitince rahatlayan Winfield, “Ee, şimdi napıyoruz Erduvar? Aslına baksana Erduvar, sen ülkene dönsene, özlemişlerdir seni, hem bizim de yapacak işlerimiz var.” deyip göz kırptı Erduvar’a. Erduvar da “Tamam kardeşim, siz keyfinize bakın ben iki dakka halkımı görüp gelicem” dedi ve altından yapılma uçan arabasına binip Türkiye’ye gitmeye başladı.
“Biliyor musun Mnyandu,” dedi Winfield, “ Hep savaş ortasında sikişmek istemişimdir. DİKKAT ET!!!” Mnyandu İngiltere gibi ezik bir ülkenin sihir bakanı olduğundan dünyaca eziklenen ve sayılmayan biriydi. Mnyandu’nun tüylü şapka giyme törenine davet ettiği havalı ülkelerden mesela Zambiya’dan kimse gelmemişti. Gelmedikleri gibi bir de üstünde sizi siklemiyoruz yazan pankartlar taşıyan Zambiya’lı adamlar Mnyandu’nun etrafını sarmaktaydı. Winfield sevdiceğinin böyle aşağılanmasına dayanamadı ve sikini çıkardı. “BU YARAK GİRSİN SİZE!”

Çok ama çok sert sikilen Mnyandu yeniden fikir değiştirdi ve burada ne işleri olduğunu sorgulamaya başladı. Erduvar da altın arabasına binip gitmişti zaten ve neden Suriye'de oldukları bilinmeyen Zambiyalılar da etrafını kuşatmaktaydı. Neyseki özel ajanı Winfield, kocaman sikini onlara doğrultmuştu da kalabalık dağılmıştı. Winfield sikini yerine sokarken arkalardan bir yerden küçük bir kızın sesi duyuldu. "Öğretmenim benim adım Sim ve Winfield'a sikini Pınar açtırdı." dedi küçük kız. Mnyandu, nereden geldiği belli olmayan bir kıskançlığa kapıldı. Winfield'a sikini Pınar denen karının açtırmış olması onu çıldırtmıştı. Hemen trip atmaya başladı Winfield'a. "Gidelim burdan. Gitmek istiyorum." dedi ve İngiltere'deki ofisine cisimlendi. İfadesiz bir yüzle sihirlere bakmaya başladı.

Winfield da hemen arkasından gelmişti. "Kel olduğum için mi İngiltere'ye döndünüz sayın bakanım?" diye sordu. Mnyandu, buna inanamadı. Onun kel olması Majesty Mnyandu'yu hiç korkutmamış, sadece çok etkilemişti. Hemen onun kelini yalamaya başladı şu şekilde: https://i.hizliresim.com/yq0OLn.png